Telefon
Telegram
WhatsApp
İnstagram

Hemoroidal Hastalık

Hemoroidal Hastalık

Hemoroidal Hastalık

Hemoroid normal anal kanal damarsal yapısıdır. Bu damarsal yapılar bir yastıkçık gibi anal kanalın özellikle istirahat esnasında kapalı durmasını sağlar. Böylece kontinansa katkı sağlar. Aynı zamanda defekasyon esnasında anal kanalın travmatize olmasını engeller. Bu damarsal yapılar büyüyüp hastada rahatsızlığa neden olabilir. Bu durum hemoroidal hastalık olarak isimlendirilir.
Hemoroidal hastalığın tam sıklığı bilinmemektedir. Çünkü anal bölgedeki her hastalık hemoroidal hastalığa bağlanır. Semptomatik hemoroidal hastalık toplumlarda %4.4 sıklığında görüldüğü tahmin edilmektedir. Kadın erkekte eşit oranda görüldüğü tahmin edilmekte ve 45-65 yaşları arasında görülme oranı ensıktır.
Hemoroidal hastalığın en önemli semptomları kanama, prolapsus, perianal bölgede oluşan kaşıntı ve tromboz oluşursa ağrıdır. Tedavisi konusunda tam bir ilke birliği olmamasına rağmen evresine göre bir çok tedavi yöntemi uygulanmaktadır.
Hemoroidal hastalık konusunda kliniğimizde yapılan cerrahi tedavi ve sonuçlarını sunmayı amaçladık.

Hemoroidal pakeleri olan bireylerin yaklaşık yüzde 40 asemptomatiktir. Hemoroidal hastalarda sıklıkla görülen şikayetler hematoçezya, makatta dolgunluk ve kitle, perianal kaşıntı, fekal kirlenme ve tromboze hemoroid oluşursa ağrıdır. Hemoroidal kanama genelde ağrısızdır ve defekasyondan sonrası görülür. Kanama genelde parlak kırmızı renktedir. Nadiren kronik kan kaybına bağlı demir eksikliği anemisi ve anemiye ait semptomlarla hasta gelebilir. Prolabe olan hemoroidal pakesi olan hastalarda fekal kirlenme, perianal ıslaklık ve kaşıntı izlenebilir. Hastalarımızın şikâyetleri kanama, ele gelen kitle, perianal kaşıntı, ıslaklık ve ağrı idi. Opera ettiğimiz olguların tamamında elegelen kitle ve özellikle defekasyon sonrası olan şiddetli kanama şikayeti mevcuttu.
Semptomatik hastalarda tanı genelde kolay konur. Ancak özellikle yaşlı hastalarda detaylı bir değerlendirme yapılmalıdır. Benzer semptomları olan perianal hastalıklar, anal kanal ve rektum kanserlerle karışabilir. Hemoroidal kanamalar ağrısız ve genelde defekasyonla birliktedir. Ağrılı kanama varsa tromboze hemoroid veya perianal bölgenin diğer hastalıkları akla gelmeli veya hemoroidal hastalığın bu hastalıklarla birlikteliği düşünülmeli. Hastalarda gece terlemeleri, ateş, kilo kaybı, karın ağrıları ve defekasyon güçlüğü varsa akla inflamatuar barsak hastalığı veya malignite gelmelidir. Fizik muayene hem hemoroidal hastalık tanısını koymada faydalı iken hemde yandaş hastalıkların varlığı ve ayırıcı tanısını yapmada çok önemlidir. Hastanın doğru tanı konmasını sağlarken aynı zamanda doğru tedavi planı oluşturmayı sağlamaktadır. Muayenede rektal prolapsus önem kazanmaktadır. Özellikle mukozal prolapsus yanlışlıkla hemoroidal hastalık olarak değerlendirilmektedir. Dıjital rektal muayenede genelde internal hemorid pakeleri palpe edilemez. Tüm olgularımıza ameliyat öncesi detaylı bir perinal bölge muayenesi yapmaktayız. Böylece doğru tanı konarak yandaş hastalıklar aydınlatmakyız.
Muayenein önemli bir bölümünü anaoskopik muayene oluşturmaktadır. Böylece hastalar daha detaylı anal kanal incelemesi yapılmaktadır. Tromboze hemoroidal hastalığı olanlarda dikkatli olunmalıdır ve şiddetli ağrıya sebep olabilir. Tüm hastalarımıza anaskopik muayene yapmaktayız ve bu değerlendirme esnasında uygunsa bant ligasyonu yapmaktayız. Tromboze hemoroid ve anal fissür hastalarımızın anoskopoik muayenelerinde local anestezik kullanmaktayız. Gerekirse hastaları sedasyon altında muayenelerini yapmaktayız.
Endoskopik değerlendirme tüm hastalarda gerekli bir yöntem değildi. 40 yaş üzeri minimal anal kanal kanaması olan hastalar ile alarm septomu olan hastalarda yapılması önerilmektedir. Olgularımızda 50 yaş üzeri tüm olgularımız ve 40 yaş altı hastalarda kronik anemi, kilo kaybı, diyare, karın ağrısı, inflasmatuar barsak hastalığı ve kanser düşündürecek bulgular varsa yapmaktayız.
Hemoroidal hastalıkta öncelikli tercih konvansiyonel tedavidir. Medikal tedavinin başarısız olan hastalarda cerrahi dışı (band ligasyonu gibi) tedaviler denenir. Semptomları devam eden olgularda cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Cerrahi hemoroidektomi semptomatik hastalarda çok etkili bir tedavi yöntemidir. Ancak secilmiş olgulara uygulanmalıdır. Grade III, IV hemoroidal hastalığın eksternal komponentle birlikte olduğu durumlarda cerrahi yöntemler tercih edilmelidir. Sadece eksternal hemoroidal hastalığı olan olgularda cerrahi tedavi tromboz veya perianal temizlikte problem neden olan geniş cilt katlantıları olmasıdır. Internal hemoroidal hastalıklata bir çok yöntem tercih edilebilir. Hemoroidektomi bölgesinin kapalı veya açık bırakılması tartışılan bir konudur. Bazı yazarların kapalı yöntemle yara iyileşmesinin daha hızlı olduğu, ağrının daha az olduğunu vurgulayan yazıları mevcuttur. Klinik olarak sadece eksternal hemoroidal pakeleri olan hastaları opera ederken daha seçici oluyoruz. Internal ve eksternal hemoroidal hastaları olan hastalarda daha fazla cerrahi tercih etmekteyiz. Ameliyat yöntemi tercihinde kapalı yöntemler daha fazla uygulamaktayız. Hastaların iyileşmesinin daha hızlı olduğu ve ağrılarıının daha az olduğu kanısındayız. Stapler hemoroidektomi yöntemi pahalı olduğu için çok fazla tercih etmemekteyiz.
Sonuç olarak cerrahi yöntemler güvenli ve üşük komplikasyonu bir şekilde uygulanamabilir. Nüks riski cerrahi yöntemlerde düşük olmasına rağmen komplikasyon oranının daha fazla olabileceği akılda tutulmalıdır.